KABA SOFTA HAM YOBAZ

Hatırladığımda içimi acıtan, şahit olduğum bir olayı yazmak istiyorum.
Erzurum'da talebe iken, evimizin karşısında Sıvırcık Cami isminde küçük bir cami vardı. Akşam ve yatsı namazlarını müsait olduğumuzda orada kılardık.
Camiye gittiğimizde, birisi orta okul 1. sınıf diğeri 2. sınıfa giden (şimdiki sistemde 6. ve 7. sınıf) iki kardeşi görürdüm. Temiz yüzlü bu çocukların tavırlarından güzel ahlaklı ve terbiyeli olarak yetiştirildikleri belli oluyordu.
Yine bir akşam namazında çocuklar camiye gelmiş ve ön safta namaza durmuşlardı. (genelde bir buçuk iki saf kadar cemaat oluyordu.) Biz camiye yeni girmiştik. Bizim önümüzden camiye giren yaşı altmışlarda gösteren iri bir şahıs, elinin birisiyle bir çocuğun, diğeriyle öbür çocuğun ceketlerinin ense taraflarında tutup kaldırdı. Çocukların ayakları yerde sürünür vaziyette geri çekti ve hışımla geriye attı.
İlmihal kitaplarında cemaatle namaz kılma adabı anlatılırken, çocukların arka safta kılmalarının uygun olduğu yazar. Muhtemelen bu şahıs bu meseleyi duydu veya okudu ve kendince bir yanlışı(!) düzeltmek istedi. Fakat züccaciye dükkanına giren fil misali pek çok şeyi kırdı geçirdi.
Çocukların o anda ne gibi bir travma yaşayacaklarını hiç bilemedi.
O çocukları bir daha camide göremedik. Bu adam yüzünden camiye mi küstüler, dine mi küstüler bilmiyorum. İnşâallah yakınlardaki başka camiye gitmişlerdir.
Bahsettiğim tipteki kendini dindar zannedip dinin usulünden habersiz olan, din adına ortalığı kasıp kavuran tiplere rahmetli Abdül Hakim Arvasi Efendiye ait olduğu söylenen ve Rahmetli N:F:K. nın da çok kullandığı "Kaba softa ham yobaz" sözü ne kadar da güzel uyuyor değil mi?
Bu tiplerin dine verdikleri zarar, din düşmanlarından hiç de az değildir.

BIÇAĞI KARNINA Bİ SAPLARSAM...

Karşılaştığım ibretlik olayları pek unutmam. Kendimce ders çıkarmaya çalışırım.
Bu gün, yaşadığım ibretlik (veya öyle algıladığım) bir olayı yazacağım inşaallah:

Yıllar önce Cumhuriyet ilköğretim okuluna derse gidiyordum.
Yine oraya derse gittiğim bir gün öğleden sonra yedinci sınıflara dersim vardı. Dersin ortasında nereden icap ettiyse bir öğrencim:
"Hocam siz şu köylü müsünüz?" dedi
"Evet" dedim.
"O köyden şu isimde birisini biliyor musunuz?" dedi.
"Evet" dedim. (Bahsettiği çocuk akli dengesi biraz problemli davranış bozukluğu olan bir çocuktu. Uzun zamandan beri de görmemiştim.)
"Sen nereden biliyorsun?" dedim.
"Biz şu okulda, ilkokulda aynı sınıfta okuduk, o, öğretmenimize "yenge" derdi" deyince çocuğu da tanıdığım için olayı hayalimde canlandırıp tebessüm ettim.
"Başka neler yapardı?" dedim. Şimdi hatırlayamadığım bir iki şey daha anlattı ve biz dersimize döndük.

Okul çıkışı eve vardığımda eşim, köyümüzden akrabalardan bir kızın Çukurköy düğün salonunda kınası olduğunu söyledi. "Ben salona girip biraz durup tebrik edip çıkayım, sen de bahçede biraz bekleyiver. İkinci kez gelip -gitme olasın istersen" dedi. Bana da teklif ma'kul geldi.
Akşam, uygun zamanda salona gittik. Hanım içeri girdi ben de bahçedeki köylülerimizin yanına vardım. Aaa bir de ne göreyim? Bu gün okulda bahsettiğimiz, uzun zamandır görmediğim o çocuk orada. Tabi çocukluktan çıkmış, tipi ergen tipi olmuş.

Farkına varmadan bakışlarımı ona yöneltmiş olmalıyım ki, sert bir ifade ile:
"Ne bakıyon len...Valla o şişko karnına bıçağı bi saplarsam top patlar gibi patlatırım" dedi.
Hiç bir şey demedim. Zihnim bir kaç saat önce o çocukla ilgili yaptığımız konuşmaya, tebessüm edişime gitti.
Hemen tevbe istiğfar ettim. Gerçi engelli veya bu tür farklı kişilere karşı hassas olurum ama demek ki boş bulunmuşum, hata etmiş, yapmamam gerekeni yapmışım. Hatanın karşılığını ise bir kaç saat geçmeden dünyada gördüm" diye düşündüm.

Hacca giden .vatandaşlarımızdan birisi orada gördüğü zenci bir müslümana biraz garip şekilde bakınca, ingilizcesi iyi olan bu zenci kardeşimiz dönüp demiş ki:
"Boyayı mı beğenmediniz yoksa boyacıyı mı?"

Evet... bizler bazen gaflet edip boyaya odaklanıyor ve boyacıyı unutuyoruz.
Rabbimiz razı olmayacağı davranışları yapmaktan bizleri muhafaza eylesin.
Daha önce yaptığımız hataları, kusurları da af eylesin .

14/05/2024 Ali USLU - TAVŞANLI.

"AH"LI MAL

Yaşım altmışı geçti.

"Ah"lı mal- mülk konusunda çevremde gözlemlediğim epeyce olay var. Yine bu konuda çevremden duyduklarım da var. Ki özeti şudur:
Bir kişi mal mülk edinirken birilerine zulmetmişse (kandırmışsa, hakkını / ona olan borcunu vermemişse v.b) hele bu mağdurlar gariban kişilerse, o mal-mülk o kişiye, çocuklarına, hatta torunlarına yaramıyor. Neticede o mal - mülk o aileden çıkıyor.
İşin Ahiret boyutu ise ayrıca duruyor.
Atalarımız "az olsun temiz olsun" diye boşuna dememişler.
Mübarek Kitabımızda da mealen şöyle buyuruluyor:
"De ki: "Pis olanın çokluğu hoşuna gitse de, pis ile temiz (haram ile helal) bir olamaz. Şu halde ey akıl sahipleri, Allah'a karşı gelmekten sakının. Umulur ki kurtuluşa erersiniz." (Maide 100)
Rabbimiz mala- mülke tamah edip haksızlık yapmaktan, insanları mağdur etmekten muhafaza buyursun.
13/05/2024 Ali USLU - TAVŞANLI.

EFENDİM...

Yıllar önce, Ramazan ayında bir akşam, teravih namazından önce Ulu camiide vaaz görevim vardı.(Vaaz merkezi sistemden diğer camilere de dağılırdı)
İftardan sonra arabama binip camiye giderken AKRA FM i açtım. Merhum Es'at Coşan hocamızın konuşması vardı.
(Hocamız fakültede dersimize giren sevdiğim ve hürmet ettiğim hocalarımdandı. Ayrıca 15 günde bir Demetevler'deki Özelif camiinde yaptığı konuşmalarına/sohbetlerine katılmaya çalışırdım. Hocamız her zaman yumuşak uslupla hitap ederdi.)
Hocamız radyodaki konuşmasında da aynı yumuşak uslubuyla vaaz ediyordu. Konuşmasında bir şey dikkatimi çekti. Hocamız daha önce duymadığım veya dikkat etmediğim kadar "efendim" sözcüğünü kullanıyordu. Bazen bir cümlede iki kez kullandığı da oluyordu.
Zihnimden "Esat hocam bu kelimeyi ne kadar sık kullanıyor" diye geçirdim ve sohbeti dinlemeye devam ettim.
Neyse, Ulucamiye varıp vaaza başladığımda cümlelerimin sonunda, bazen ortasında ben de "efendim" demeye başladım. "Demeyeyim" diyorum fakat dedikten sonra fark ediyordum. Zihnimi oraya verince de bu sefer söyleyeceğim söz aklıma gelmiyordu. Kendimi serbest bıraktım konuşmam bitene kadar defalarca hiç bir konuşmamda kullanmadığım kadar"efendim" kelimesini tekrar ettim..
Acizane ben bu olaydan kendime dersler çıkardım.
Sizler:
"Gülme komşuna, gelir başına" mı dersiniz.
"Hocanızdan etkilendiğin için, konuşmasından da etkilenmişsin" mi dersiniz.
Yoksa başka bir şey mi dersiniz, bilemem.
Bu vesile ile Allah Teala hocamıza ve tüm geçmişlerimize rahmet eylesin.
06.05.2024 Ali USLU- TAVŞANLI.

BURUN TIKANMASI

 Grip olduğumda ve hava değişimlerinde genelde uyku esnasında burun deliklerimden birisi tıkanır.

Geçen gün de böyle bir durumla karşılaştım. Burun deliğinin birisi ve ağzım açık olmasına rağmen geceleyin defalarca uyandım, uyku kalitem düştü. Burundan yeterli hava akışı olmadığından olsa gerek ağzımdan da nefes alıp verdiğim için ağzım kuruyor ve acı bir tat oluşuyordu. Bu sebeple kalkıp bir kaç kez de ağzımı çalkaladım.

Düşündüm de insan ne mükemmel bir biçimde yaratılmış...Ne mükemmel bir solunum sistemi yaratmış Rabbimiz...

 Aldığımız havanın içindeki karışımdan akciğerlerdeki muazzam sisteme ve işleyişine kadar her şey problemsiz olmasına rağmen hava giriş yerlerinden burun deliğinin birisinin tıkanması uyku kalitesini düşürüp rahatsız olmamıza sebep oluyor.


Her gün binlerce kez nefes alıp verdiğimiz halde solunum sitemimizin farkına bile varamıyoruz.

 Yukarıda bahsettiğim durumları yaşadığım zamanlar burundan nefes almanın ne kadar büyük nimet olduğunu hatırlıyorum. Diğer zamanlarda benim de pek aklıma gelmiyor.

"Eğer siz Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız bunu sayamazsınız" buyuruyor Rabbimiz kitabında. Evet, bidiklerimiz, bilmediklerimizin yanında denizde damla gibi aslında.

Ey bizleri yaratan ve yaşatan Rabbimiz!

Bizlere vermiş olduğun bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün nimetlerin için sana hamd ve şükür ediyoruz.Yaptığımız hatalar yüzünden veya başka sebeplerle bizlere verdiğin nimetlerini bizden geri alma. Hatalarımızı bağışla, Ey merhamet edenlerin en merhametlisi.

05/05/2024 Ali USLU- TAVŞANLI

MANŞET!

RÖPORTAJ

 https://youtu.be/Wo_cX-JKGWU?si=O2IpQY7RbOpsRdhV