ARAMIZDA HIZLA YAYILAN SAPIK MEZHEP
ÖĞRETMENLER GÜNÜNDE BENİ HÜZÜNLENDİREN ÖĞRENCİLERİM.
Kişinin hatırlanması, kendisine güzel temenni ve dileklerde bulunulması o kişide elbette güzel duygular oluşturur. ve mutlu olurlar.
Öğretmenler gününde ben de bu duyguları yaşardım. Fakat bazen de hüzünlenirdim. Çünkü özellikle ilkokul ve ortaokullarda o gün derse girdiğimde bazı sınıflarda öğrenciler sıraya girerler öğretmenin elini öpüp hediye verirler. Ben işte bu durumdan rahatsız olurdum.
"Elinizin öpülmesinden ve hediye verilmesinden niçin rahatsız oluyorsunuz" diyebilirsiniz.
O çocukların içerisinde ailesinin maddi durumu pek iyi olmayanlar da vardır. Ortaokullarda derslerine en az on öğretmen giriyordur. Belki bu çocuk diğer arkadaşlarından geri kalmamak veya onların yanında utanmamak için hediye almak zorunda kalmıştır. Belki hediye almak için ailesini üzdü. Bu gibi düşünceler beni hep rahatsız ederdi. Özellikle sıraya geçilmiş vaziyette hediye takdim edenlerin hediyelerini alırken yüzüm gülse de ruhen hep rahatsızlık duyardım.
Gerçi hediyeler maddi olarak çok değerli olmasa da yine de bu düşünceler beni rahatsız ederdi.
Hediye kabul etmemeyi düşündüm. Fakat bu sefer de sana değer verdiğini belirtmek için hediye almış öğrencilerin üzülmesinden endişe ederdim.
Bazen de sıraya girmiş öğrencilerden bazısı elimi öper ve sanki büyük bir suç işlemiş gibi boynunu büküp "Kusura bakmayın öğretmenim hediye alamadım" demesi benim içimi acıtırdı ve çok hüzünlenirdim.
Çocukların küçük de olsa hediyelerine karşı sınıfa çikolata cinsi şeylerle gidip karşılık vermeye çalışırdım
Liselerde nisbeten daha iyi olurdu. Bazı sınıflarda sınıf adına sınıf başkanı öğretmene bir gül takdim eder mesele biterdi. Bu beni rahatlatırdı.
Bu vesile ile öğretmenlerimizin gününü kutluyorum. Vefat eden öğretmenlerimize Allah Teala'dan rahmetler diliyorum.
24 KASIM 2022 / Emekli öğretmen Ali USLU
BIRAK CANIM ONU
SÖZÜN ŞEHVETİ
SELAMLAŞMA CİMRİSİ Mİ OLDUK?
Bizim kültürümüzde yolda karşılaştığımız tanıdığımız, tanımadığımız kimselerle selamlaşmak vardı."Vardı" diyerek geçmiş zaman kipi kullandım. Çünkü; İnsanlarımızın büyük çoğunluğu yolda karşılaştığı kimselerden tanımadıklarıyla selamlaşmıyorlar artık. Tanıdıkları arasından ise sadece önceden merhabası olanlarla selamlaşıyorlar. Bilmem bu durum sizin de dikkatinizi çekti mi?
Kalabalık yerlerde karşılaşılan herkesle selamlaşmak pek uygun olmayabilir. Lakin tenha yollarda karşımızdan gelen kimselerle selamlaşmalıyız diye düşünüyorum.
Peygamber Efendimiz "...Aranızda selamı yayınız."(Müslim) buyurmuşlar. Bizler de Efendimizin bu tavsiyesine uyarak sünnet-i seniyyeye uygun davranmalıyız.
Selamlaşmanın faydaları:
1-Peygamber Efendimizin tavsiyesini yerine getirdiğimiz için sevaplar kazanırız.
2- Selamlaştığımız kişilerle birbirimize dua etmiş oluruz. (Ki başkaları için yaptığımız dualara melekler de iştirak ederler)
3-Selamlaştığımız kişilerle tanışmaya ve aramızda sevgi-saygı oluşmasına vesile olur.
Bizler, en azından orta yaşlılar ve yaşlılar yolda gördüğümüz gençlere selam vererek bu konuda örnek olabiliriz.
SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK (!)
-Hocam, sizce günümüzün en büyük problemi nedir?
-Kardeşim, gerek medyadan gerekse çevreden gözlemleyebildiğim kadarıyla değişik kesimlerin öncelikli problemleri farklı olmakla birlikte (tüm sosyal katmanların) genel anlamda problemini "sınır tanımazlık" olarak görüyorum.
-Sınır tanımazlık meselesini biraz daha açabilir misiniz?
-İnsanların çoğu kendilerine sınır çizilmesini özgürlüğüne müdahale olarak ifade ediyor veya öyle algılıyorlar.
Allah Teala'ya karşı sınırlarımız nelerdir? Bunu nereden nasıl öğreniriz? sorusu git gide azalıyor.
İnsanların birbirleriyle ilişkilerinde sınırlar nelerdir? Karşı cinsle arasındaki sınırlar nelerdir?
Anne-baba ile çocuklar arsındaki sınırlar nelerdir?
Konuşmalarımızın sınırları var mıdır? Nelerdir?
Mahremiyet sınırlarımız nerede başlar nerede biter?
Kısaca özgürlüğümüzün sınırları nelerdir/nerelerdir? gibi sorular da pek düşünülmüyor. Onun için günümüzün özgürlükte sınır tanımayan insanı farkına varmadan hem kendini hem çevresini felakete götürüyor.
Trafikte herkesin özgürlük adına kural ve sınır tanımadığını düşünsek sonuç nasıl olur? Ortalık tam bir trafik karmaşasına döner değil mi? Diğer saydığım konularda da aslında durum böyle oluyor, kargaşaya gidiyor, fakat trafikteki gibi hemen görülmüyor.
Bu durumun neticesi olarak, psikolojik buhranlar, aile içi huzursuzluklar, her türlü psikopatlıklar, kavgalar, cinayetler artarak devam ediyor.
ALİ USLU.
KENDİME OKUTAYIM MI?
KENDİME OKUTAYIM MI? (DİYALOG)
-Hocam canım çok sıkılıyor... Ne yapsam geçmiyor. Biraz geçiyor gibi oluyor sonra geri geliyor?
*- Kardeşim, nedenini biliyor musun?
-Bilmiyorum hocam görünürde hiçbir problemim yok. Acaba kendime okutsam mı? diyorum.
*- Kardeşim günde 5 kez okunan bizleri namaza davet eden ezanlarda "hayye alel felah" cümlesi var ya, bunun anlamı "haydin kurtuluşa" demektir.
Benim düşünceme ve tecrübelerime göre namaz insanı sebepsiz sıkıntılardan da kurtarır inşaallah. Beş vakit namaz sıkıntılarından kurtulmak için yetmiyorsa artı nafile namazlara da devam etmelisin.
Bu durum bedenen hasta olan kişilere artı gıda takviyesi gibidir.
İstersen bir dene. Zarar etmezsin.
GUSÜLÜ GEREKTİREN DURUMLAR ÇOCUKLARA NASIL ANLATILIR?
EĞİTİM ANLAYIŞIMDA UFKUMU AÇAN BİR AYET-İ KERİME.
EĞİTİMİN ENGELLERİ
EĞİTİM İKNA İLE OLUR
-Hocam! Çocuk ve genç eğitiminde en önemli şeyler nelerdir?
*-Kardeşim, benim gözlemlerime ve tecrübelerime göre eğitimde en önemli şeylerden birisi, hatta en önemlisi ikna etmektir. Bunun değişik metotları vardır, süreç uzun zaman isteyebilir.
Öğretildiği halde ikna edilmeyen çocuk eğitilmiş sayılmaz.
UYKU İLACI
DERVİŞİN GÖRÜŞÜ
İNSAN ÇOK ENTERESAN BİR VARLIK KARDEŞİM.
MANŞET!
RÖPORTAJ
https://youtu.be/Wo_cX-JKGWU?si=O2IpQY7RbOpsRdhV