
-Bakın beyefendi/veya hanımefendi! Şimdilik iyileştiniz, fakat çok riskli bir durumunuz var. Şu ilaçları, vaktinde ve şu tarife göre, ömrünüz boyunca kullanacaksınız. Sakın ihmal etmeyin.
Yolculukta, cenazede, düğünde vs. yani her durum ve şartta kullanmaya dikkat edin. sakın ihmal etmeyin!
Ne yapardınız?
O ilaçları önerilen şekilde kullanmaya dikkat ederdiniz değil mi?
Beş vakit namazı da mutlaka alınması gereken manevi ilaçlara benzetiyorum.
Bunu aşağıdaki ayetten anladım.
Ayette savaşlarda nasıl namaz kılacağımız belirtiliyor.
Bir düşünelim! Allah için cihada çıkmışsınız, düşmanın saldırma tehlikesi var ve bu durumda bile bizim nasıl namaz kılacağımız anlatılıyor.

Hatta mahrumiyet durumlarında bile...
"Su yoksa teyemmümle kıl. Ayakta duramıyorsan oturarak kıl. Oturamıyorsan yatarak kıl. Vücudun hareket edemiyorsa ima ile kıl." deniliyor. Yani bu manevi ilaçları al deniliyor.
Bu ayetten çıkardığım
sonuçlardan birisi de: Savaşta bile namazın terki uygun değilse hangi işimiz
savaştaki durumumuzdan daha önemli olabilir?
Ayet-i
kerime meali şöyle:.“Savaşta mü’minler arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle birlikte namaza dursunlar ve silâhlarını da yanlarına alsınlar. Onlar secde ettikten sonra geri çekilip düşmana karşı dursunlar ve yerlerine henüz namaza durmamış olan diğer topluluk gelsin. Onlar da tedbirli şekilde ve silâhlarını yanlarına alarak seninle beraber namaz kılsınlar.” (Nisa, 4/102)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder