
Yaya olarak
çıktığı yolculuk, sıcağın da etkisiyle epeyce bunaltmıştı dervişi. Yol
kenarındaki çeşmeye yakın söğüt ağacını büyük bir lütuf olarak gördü. Elini
yüzünü yıkadı su içip biraz istirahat etti. Kendine gelince acıktığını
hissetti. Çıkınından çıkardığı peksimetten ıslatıp biraz kuru üzüm ile yedi.
Öğle vakti
gireli epeyce olmuştu. Güzelce abdest aldı. Abdest alırken bedeniyle birlikte ruhunun da arındığını hissetti. Çıplak ayaklarıyla çimenlerin üstünde kıbleye yöneldi ve huşu içerisinde
namazını kıldı. Namazın sonunda sağına ve soluna selam verdi “Esselamu aleyküm ve
rahmetullah” cümlesinin manasını düşündü bir an: “Allah’ın rahmeti, barış, huzur, mutluluk
sizin üzerinize olsun” dediğini hissetti.
Ürperdi o
an. Sağında kimler vardı? Kimlere selam veriyor, selam verirken kimler için dua ediyordu
acaba!
Önce
sağındaki melekler geldi aklına. Sonra sağındaki mü'minler...
Başını sağa
çevirmiş halde uzaklara, çok uzaklara baktı. Deruni şeyler hissediyordu.

KİM BUDERVİŞ?
http://aliusluyazi.blogspot.com/2017/11/tefekkur-hikayeleri.html
Esselamu aleyküm.
YanıtlaSilAleyküm selam ve rahmetullah.
Sil