DERVİŞİN NAMAZDAKİ SELAMI (Tefekkür Hikayeleri)

   Yaya olarak çıktığı yolculuk, sıcağın da etkisiyle epeyce bunaltmıştı dervişi. Yol kenarındaki çeşmeye yakın söğüt ağacını büyük bir lütuf olarak gördü. Elini yüzünü yıkadı su içip biraz istirahat etti. Kendine gelince acıktığını hissetti. Çıkınından çıkardığı peksimetten ıslatıp biraz kuru üzüm ile yedi.
   Öğle vakti gireli epeyce olmuştu. Güzelce abdest aldı. Abdest alırken bedeniyle birlikte ruhunun da arındığını hissetti. Çıplak ayaklarıyla çimenlerin üstünde kıbleye yöneldi ve huşu içerisinde namazını kıldı. Namazın sonunda sağına ve soluna selam verdi “Esselamu aleyküm ve rahmetullah” cümlesinin manasını düşündü bir an: “Allah’ın rahmeti, barış, huzur, mutluluk sizin üzerinize olsun” dediğini hissetti.
Ürperdi o an. Sağında kimler vardı? Kimlere selam veriyor, selam verirken kimler için dua ediyordu acaba!
Önce sağındaki melekler geldi aklına. Sonra sağındaki mü'minler...
Başını sağa çevirmiş halde uzaklara, çok uzaklara baktı. Deruni şeyler  hissediyordu.
   Dünya küçülmüştü adeta. Sağ tarafına selam verdiğinde Dünyanın sağ yarısındaki, sol yanına selam verdiğinde, sol yarısındaki bütün melekler ve müminler için dua ettiğini, onlara selam verdiğini film izler gibi izledi hayalinde. Verdiği selam ve dualar ışık hızıyla ilerleyerek sağdan ve soldan devam ediyorlardı. Hızla giden bu dualar tüm müminlere dokunarak dünyanın öbür yarısında birleştiler. Hiç bir mümin kalmamıştı selamın dokunmadığı.
   Dervişin gönlü çok büyümüştü. O kadar büyümüştü ki dünya onun gönlü yanında küçücük kaldı.

KİM BUDERVİŞ?
http://aliusluyazi.blogspot.com/2017/11/tefekkur-hikayeleri.html


 

2 yorum:

MANŞET!

RÖPORTAJ

 https://youtu.be/Wo_cX-JKGWU?si=O2IpQY7RbOpsRdhV