F.GÜLEN VE PEYGAMBER EFENDİMİZİ İSTİSMAR
1990 lı yılların başları. Tavşanlı’da
Üniversiteye hazırlık için henüz dershane yok. Atatürk Lisesinden mezun İki
öğrencim (Okan ve Arif) Ankara Maltepe
dershanesine yatılı olarak gidiyorlar. Mübarek gecelerden birisinde bir
hocaları geliyor sohbete. Sohbetin bir yerinde diyor ki:
-Gençler! Biliyor musunuz, her gece
peygamberimiz gelip sizin üzerinizi örtüyor.
Tabii olarak
bir ağlaşma sesi duyuluyor. Herkes ağlıyor heyecan doruklarda. Bizim iki
öğrenci ağlamıyor. Sohbetin sonunda bir öğrencimiz soruyor.
-Hocam
Peygamberimiz sadece bu yurda mı geliyor. Başka cemaatlerin yurtlarına da
gidiyor mu?
Hoca, yarım
ağızla, "oralara da gidiyordur herhalde" gibi sözler söylüyor.
Öğrencilerim
Tavşanlı’ya geldiklerinde bana bunu sordular. Bu anlatılanlar doğru olabilir mi diye.
O günlerde
Bosna’da, Sırplar, Boşnak Müslümanlarını gruplar halinde katlediyorlar. Toplama
kamplarında işkenceler yapıyorlar ve tecavüz ediyorlar. Bebekleri annelerinden
alıp gözlerinin önünde katlediyorlar.
Onlara dedim
ki:
"Gençler!
Bu anlattıklarınızı Boşnak Müslümanlar duysalar ve buna inansalar,
Peygamberimize darılırlar. Derler ki:
Ya
Rasulallah! siz Türkiye’de falancaların kaloriferli yurtlarındaki öğrencilerin
battaniyelerini örtüyormuşsunuz. Örtmeseniz ne olur? Hiç bir şey olmaz. Madem
battaniyeyi örtme durumunuz varsa, bizim üzerimize bomba atanların bombasını niçin
üzerlerine düşürmüyorsunuz?
Niçin
kadınlarımızın kızlarımızın namusunu kirletenlere engel olmuyorsunuz? Bizim
namusumuzun Türkiye'deki öğrencinin üşümesi kadar önemi yok mu?
Siz ayrımcılık yapıyorsunuz “demezler mi ?
Tabii
öğrencilerim hemen anlatılan şeydeki çelişkiyi kavradılar.
Daha sonraki yıllarda buna benzer şeyleri
öğrencilerime anlatıp onları bilinçlendirmeye çalışırken biraz safça olan bir
öğrencim. Hocam biz de ona benzer bir olay yaşadık dedi. Anlat bakalım
yaşadıklarını deyince
Dedi ki:
"Biz
abilerle kampa gitmiştik ocağın üstünde patates vardı. Bir yere gitmiştik dönüp
geldiğimizde ocak sönmüş. Başımızdaki hocamız dedi ki: Çocuklar Peygamberimiz gelip
ocağı söndürmüş.”
İnandınız mı
dedim. "Hepimiz inandık dedi." Peki dedim çoraplarınızı falan da
yıkıyor muydu?
Yani o
dönemlerde yurtlarda öğrencilere hizmet eden Onlarla beraber olan bir peygamber
anlayışını çocuklara veriyorlardı.
Sonraki zamanlarda bir kız yurdunda yemek masasına iki adet boş sandalye (kimse
ona oturmuyor) tabak, yanlarına çatal bıçak konulduğunu, birisine
Peygamberimizin geleceğini diğerine de malum şahsın geleceğini söylediklerini ,
İmran isimli bir öğrencimizden öğrendik. Başka yurtlarında da var mıydı
bilmiyorum.
Daha ilginci
Bursa’da
Üniversitede okuyan bir öğrencim, ev temsilcilerinin bulunduğu bir toplantıda
ev temsilcilerine: Öğrencileri iyi eğitmek için peygamberimizin orada bulunduğuyla
ilgili şeyler söyleyebileceklerini duyduğunda bir ev temsilcisinin oradan
ayrıldığını ve kendisine bunu anlattığını bana aktardı.
Yakın zamanlarda da (bir kaç yıl evvel)
Tavşanlı’da o yurtlarda kalmak zorunda kalan kız öğrencilerimin bazıları, yurttaki
ablaların, “ buraya peygamberimiz gelecek “diye kendilerini çağırdığını fakat
onların buna inanmadıkları için seansa iştirak etmediklerini bana anlattılar.
Buraya kadar sahtekarlıklarına peygamberimizi
hiç utanmadan nasıl alet edebildiklerini anlattım.
BUNLARI YAPAN DAHA NELER YAPAR?
Peygamberimizle görüştüm diyebilir.
Rüyamda gördüm şöyle dedi diyebilir.
PEKİ BUNA
İNANANLAR NE YAPAR?
1-Bu yapıya
iyice bağlanırlar.
2-Kendilerinin
en doğru yolda olduklarına inanırlar.
3-Hocaları
peygamberimizden emir aldığına göre ona itaatsizliği Peygamberimize itaatsizlik
olarak görürler.
4-Hocaları
Kur’an'a aykırı şeyler söylese bile “vardır bir hikmeti” derler ve itaat
ederler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder