Din Kültürü öğretmeni her yıl mandalina zamanında yeni girdiği sınıflara, sınıfa yetecek sayıda, bir poşet mandalina götürürdü.Bu yıl da yine aynısını yaptı. İlk kez bu yıl girdiği ortaokul sınıflarından birisine içi mandalina dolu bir poşetle girdi. Öğrenciler merakla poşete bakarlarken, bir öğrenciyi mandalinaları öğrencilere dağıtması için görevlendirdi. Hemen yememeleri için de ricada bulundu
Eline aldığı mandalinayı göstererek söze başladı.
Çocuklar! Bu elinizdeki meyve iki kısımdan oluşuyor değil mi?
1-Ambalajı, yani kabuk kısmı.
2- İçindeki asıl yenecek kısmı.
Eliyle mandalinayı soydu ve kabuğunu gösterdi. Bu ambalaj kısmı ne işe yarıyor sizce?
Öğrencilerden biri cevap verdi:
"Dala sapıyla bağlı kısmı orası. Yani meyve, besinini ağaçtan, kabuk vasıtasıyla alıyor hocam."
"Dala sapıyla bağlı kısmı orası. Yani meyve, besinini ağaçtan, kabuk vasıtasıyla alıyor hocam."
"Güzel cevap, aferin" dedi öğretmen. Başka ne işe yarıyor?
Başka bir öğrenci söz aldı:
"Bence meyveyi dış etkenlerden koruyor öğretmenim" dedi.
"Evet aynen öyle" dedi öğretmen. " meyvenin oluşumunun her aşamasında onu dış etkenlerden koruyor.
Bildiğiniz gibi, güneş ışığı aynı yere uzun süre dokununca o şey bozulabilir. Hem aldığımız gıda maddelerinde Güneş ışığından koruyunuz yazar. Halbuki mandalinaların bazıları hem sonbaharda hem de olgunlaşma dönemi olan yaz mevsiminde her gün Güneş ışığına uzun süre maruz kalır ve bozulmazlar. Hatta yararlanırlar. Bozulmadan, Güneş'ten istifade ettiren işte bu kabuklarıdır. Sonbaharda ise geceleri bazen soğuk olur. Kabuğun kalınlığı ve yapısı, meyveyi hem sıcaktan hem soğuktan koruyacak niteliktedir.
Başka bir öğrenci söz aldı:
"Bence meyveyi dış etkenlerden koruyor öğretmenim" dedi.
"Evet aynen öyle" dedi öğretmen. " meyvenin oluşumunun her aşamasında onu dış etkenlerden koruyor.
Bildiğiniz gibi, güneş ışığı aynı yere uzun süre dokununca o şey bozulabilir. Hem aldığımız gıda maddelerinde Güneş ışığından koruyunuz yazar. Halbuki mandalinaların bazıları hem sonbaharda hem de olgunlaşma dönemi olan yaz mevsiminde her gün Güneş ışığına uzun süre maruz kalır ve bozulmazlar. Hatta yararlanırlar. Bozulmadan, Güneş'ten istifade ettiren işte bu kabuklarıdır. Sonbaharda ise geceleri bazen soğuk olur. Kabuğun kalınlığı ve yapısı, meyveyi hem sıcaktan hem soğuktan koruyacak niteliktedir.
Ayrıca kabuklar, yağmur suyu, toz -toprak gibi şeylerin meyveye girişini engeller. Fakat hava girişi için gözenekleri vardır.
Bir şey daha var. Meyve küçükken ambalaj da küçüktür, meyve büyüdükçe ambalaj da büyür.
Son olarak, biliyorsunuz aldığımız ürünlerdeki ambalaj hem ürünü korumak hem de müşteriyi cezbetmek için tasarlanmıştır. İşte bu kabuğun rengi ve şekli insanları cezbedecek niteliktedir değil mi?
Öğrenciler anlatılanları hayranlıkla dinliyorlardı.
Öğretmen "Şimdi meyve kısmına geçebiliriz." dedi. İsmi Ahmet olan öğrenciye sordu. Bu meyvede hangi vitamin var Ahmet?
"C vitamini olarak biliyorum hocam" diye cevapladı Ahmet. Bu sefer başka bir öğrenciye sordu: "Sonbahar mevsiminde vücudumuzun hangi vitamine ihtiyacı vardır?"
-Hastalıklardan korunmak ve üşümeyi önlemek için C vitaminine ihtiyacımız vardır öğretmenim.
Öğretmen de bu tür bir cevap bekliyordu zaten, devam etti.
"Demek bu meyveyi sonbaharda olgunlaştırıp, onu C vitamini deposu yapan ile insanların sonbaharda C vitaminine ihtiyacı olduğunu bilen birisi var..." Öğrenciler başlarını sallayarak tasdik ettiler.
Öğretmen, "buradan ne gibi sonuçlar çıkarabiliriz?" diye sordu.
Bir şey daha var. Meyve küçükken ambalaj da küçüktür, meyve büyüdükçe ambalaj da büyür.
Son olarak, biliyorsunuz aldığımız ürünlerdeki ambalaj hem ürünü korumak hem de müşteriyi cezbetmek için tasarlanmıştır. İşte bu kabuğun rengi ve şekli insanları cezbedecek niteliktedir değil mi?
Öğrenciler anlatılanları hayranlıkla dinliyorlardı.
Öğretmen "Şimdi meyve kısmına geçebiliriz." dedi. İsmi Ahmet olan öğrenciye sordu. Bu meyvede hangi vitamin var Ahmet?"C vitamini olarak biliyorum hocam" diye cevapladı Ahmet. Bu sefer başka bir öğrenciye sordu: "Sonbahar mevsiminde vücudumuzun hangi vitamine ihtiyacı vardır?"
-Hastalıklardan korunmak ve üşümeyi önlemek için C vitaminine ihtiyacımız vardır öğretmenim.
Öğretmen de bu tür bir cevap bekliyordu zaten, devam etti.
"Demek bu meyveyi sonbaharda olgunlaştırıp, onu C vitamini deposu yapan ile insanların sonbaharda C vitaminine ihtiyacı olduğunu bilen birisi var..." Öğrenciler başlarını sallayarak tasdik ettiler.
Öğretmen, "buradan ne gibi sonuçlar çıkarabiliriz?" diye sordu.
Biraz düşündükten sonra bazı çocuklar parmak kaldırdı. Muhammed ismindeki öğrenciye söz verdi.
-Allah Teala insanı yaratmış. Ayrıca onun ihtiyaçlarına göre meyve yaratmış, zamanlamasını insanın ihtiyaçlarına göre ayarlamış diye düşünüyorum öğretmenim.
-Allah Teala insanı yaratmış. Ayrıca onun ihtiyaçlarına göre meyve yaratmış, zamanlamasını insanın ihtiyaçlarına göre ayarlamış diye düşünüyorum öğretmenim.
Öğretmen: "Aferin, delikanlı. güzel cevapladın. Aklın yolu bir. Birazcık düşünenler de bu sonuca varırlar." dedi
Öğretmen mandalinayı soydu. soyulmuş meyveyi göstererek "ne kadar güzel bir geometrik şekil değil mi?"dedi. Sonra dilimlere ayırdı ve her bir dilimin de birbirine uyumlu geometrik şekilde olduğunu gösterdi. Dilimleri yemenin daha pratik olduğunu söyledi." Bunu yapan zatın çok iyi geometri bilgisinin olması gerekir." dedi
Sonra besmele çekerek yedi. Güzel bir tat ve hoş bir kokusunun olduğunu belirtti. "Bunu yapan zatın iyi bir tat, koku ve renk bilgisinin olması gerekir. Bilmesinin yanında bütün bunları meydana getirecek güç ve kuvvetinin de olması gerekir." dedi.
Öğrencilere "buyurun gençler meyvelerinizi yiyebilirsiniz" dedi. Öğrenciler ellerine mandalinaları aldıklarında: "Bir dakika bakar mısınız gençler!"
Hediye paketi açmayı sever misiniz? Bakın meyveler sanki size gelen birer hediye paketi. İlk defa ambalajını siz açacaksınız." dedi. Bu söz, öğrencilerin çok hoşuna gitti. " Besmele çekerek meyvelerinizi yiyebilirsiniz." diye hatırlattı.
Öğretmen mandalinayı soydu. soyulmuş meyveyi göstererek "ne kadar güzel bir geometrik şekil değil mi?"dedi. Sonra dilimlere ayırdı ve her bir dilimin de birbirine uyumlu geometrik şekilde olduğunu gösterdi. Dilimleri yemenin daha pratik olduğunu söyledi." Bunu yapan zatın çok iyi geometri bilgisinin olması gerekir." dedi
Sonra besmele çekerek yedi. Güzel bir tat ve hoş bir kokusunun olduğunu belirtti. "Bunu yapan zatın iyi bir tat, koku ve renk bilgisinin olması gerekir. Bilmesinin yanında bütün bunları meydana getirecek güç ve kuvvetinin de olması gerekir." dedi.
Öğrencilere "buyurun gençler meyvelerinizi yiyebilirsiniz" dedi. Öğrenciler ellerine mandalinaları aldıklarında: "Bir dakika bakar mısınız gençler!"
Hediye paketi açmayı sever misiniz? Bakın meyveler sanki size gelen birer hediye paketi. İlk defa ambalajını siz açacaksınız." dedi. Bu söz, öğrencilerin çok hoşuna gitti. " Besmele çekerek meyvelerinizi yiyebilirsiniz." diye hatırlattı.
Öğrenciler meyveyi yedikten sonra öğretmen devam etti. "Çocuklar! mandalinanın fiyatı ne kadar bilen var mı?
Öğrenciler kendi aralarında biraz konuşunca biri söz alıp pazardaki iyi mandalinanın fiyatının 25 ile 35 TL arasında olduğunu söyledi.
Öğretmen "bu fiyat mandalinanın gerçek fiyatımı sizce" diye sordu. Öğrenciler pek bir şey anlamamış gibi birbirlerine baktılar. Öğretmen devam etti:
"Bir dostunuz size hediye olarak on beş - yirmi bin liralık telefon alsa; hediyeyi kargo ile gönderse. Siz hediyeyi almak için 100 lira kargo ücreti ödeseniz, ödediğiniz ücret telefon ücreti mi kargo ücreti mi?
-Tabi ki kargo ücretidir öğretmenim.
Öğretmen:
"Hah işte mandalina da böyle. Allah Teala bu meyvenin ağacını yetiştiriyor. Onun güneşini havasını yağmurunu gönderiyor. Topraktan besinini veriyor. Meyve çiçek oluyor, meyveye duruyor altı ayda onu büyütüyor, size gönderiyor. Fakat bunlardan ücret almıyor. Sizin ödediğiniz ücretin içerisinde bahçıvanın, meyve toplayan işçilerin, nakliyat yapan firmanın ve pazarcı esnafının emeğinin ücreti var. Yani kargo ücreti gibi." dedi.
Öğrenciler tam bir hayranlıkla öğretmenlerini dinlediler. Yıllardır yedikleri bu meyveyi ilk kez farklı bir biçimde düşündüler.
"Bütün bunların karşılığında mandalinayı bize hediye eden Rabbimiz bizden ne istiyordur sizce?" diye sordu öğretmen.
Ahmet isimli öğrenci söz aldı ve "şükür etmemizi istiyor Rabbimiz bence" dedi.
"Aynen öyle" dedi öğretmen. "Yerken O'nun adını anmalı, yedikten sonra da şükretmeliyiz."
Daha önceden ayırdığı çekirdeği öğrencilere göstererek. "Gençler! Şu küçücük çekirdeğin içerisinde mandalina meyvesinin renk, koku, tat şekil dahil her şeyinin planı var. Ayrıca ağacın dallarının, yaprağının, gövdesinin köklerinin yani her şeyinin planı var değil mi?" dedi.
Öğrenciler "evet" diye bağırdılar.
"Allah Teala bir meyve ile bize gücünü, kuvvetini- kudretini, bilgisini gösteriyor. Rızık verici olduğunu ve merhametini gösteriyor." dedi.
"Eğer siz Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız sayamazsınız" Ayetini okudu. Ayeti düşünmeleri için biraz sustu. Bazı öğrencilerin derin derin düşündüklerini gözlemledi.
Öğrenciler kendi aralarında biraz konuşunca biri söz alıp pazardaki iyi mandalinanın fiyatının 25 ile 35 TL arasında olduğunu söyledi.
Öğretmen "bu fiyat mandalinanın gerçek fiyatımı sizce" diye sordu. Öğrenciler pek bir şey anlamamış gibi birbirlerine baktılar. Öğretmen devam etti:
"Bir dostunuz size hediye olarak on beş - yirmi bin liralık telefon alsa; hediyeyi kargo ile gönderse. Siz hediyeyi almak için 100 lira kargo ücreti ödeseniz, ödediğiniz ücret telefon ücreti mi kargo ücreti mi?
-Tabi ki kargo ücretidir öğretmenim.
Öğretmen:
"Hah işte mandalina da böyle. Allah Teala bu meyvenin ağacını yetiştiriyor. Onun güneşini havasını yağmurunu gönderiyor. Topraktan besinini veriyor. Meyve çiçek oluyor, meyveye duruyor altı ayda onu büyütüyor, size gönderiyor. Fakat bunlardan ücret almıyor. Sizin ödediğiniz ücretin içerisinde bahçıvanın, meyve toplayan işçilerin, nakliyat yapan firmanın ve pazarcı esnafının emeğinin ücreti var. Yani kargo ücreti gibi." dedi.
Öğrenciler tam bir hayranlıkla öğretmenlerini dinlediler. Yıllardır yedikleri bu meyveyi ilk kez farklı bir biçimde düşündüler.
"Bütün bunların karşılığında mandalinayı bize hediye eden Rabbimiz bizden ne istiyordur sizce?" diye sordu öğretmen.
Ahmet isimli öğrenci söz aldı ve "şükür etmemizi istiyor Rabbimiz bence" dedi.
"Aynen öyle" dedi öğretmen. "Yerken O'nun adını anmalı, yedikten sonra da şükretmeliyiz."
Daha önceden ayırdığı çekirdeği öğrencilere göstererek. "Gençler! Şu küçücük çekirdeğin içerisinde mandalina meyvesinin renk, koku, tat şekil dahil her şeyinin planı var. Ayrıca ağacın dallarının, yaprağının, gövdesinin köklerinin yani her şeyinin planı var değil mi?" dedi.Öğrenciler "evet" diye bağırdılar.
"Allah Teala bir meyve ile bize gücünü, kuvvetini- kudretini, bilgisini gösteriyor. Rızık verici olduğunu ve merhametini gösteriyor." dedi.
"Eğer siz Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız sayamazsınız" Ayetini okudu. Ayeti düşünmeleri için biraz sustu. Bazı öğrencilerin derin derin düşündüklerini gözlemledi.
Dersin sonuna geldiklerinde öğrencilerin gözlerinde hem beraber meyve yemenin hem de farklı bir ders dinlemenin mutluluğu hissedilebiliyordu.
Ali USLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder