
Müdürümüz pazartesi ve cuma günkü İstiklal
Marşı törenlerinde, törenden önce öğrencileri sıkmayacak şekilde birkaç
dakikalık konuşmalar yapardı. Konuşmaların bir çoğu iyi örnek üzerinde olurdu.
Okulun fiziki şartları uygun olduğundan
törende bütün öğrencileri rahat görebileceği bir yere çıkar, mutlaka ceketinin
düğmelerini ilikler ve çok saygılı ifadelerle bizlere hitap ederdi.
Mesela, cuma günkü törenlerin birinde şuna
benzer bir konuşma yapmıştı.
"Çocuklar
bu gün çok mutluyum."
"Bu gün cüzdanını kaybetmiş bir
hemşehrimiz geldi. Cüzdanını bizim bir öğrencimiz bulup, belediye ilan bürosuna
götürmüş. (O zamanlar öyleydi.) Büroya teslim etmiş. Oradan ilan etmişler. Bu
şahıs da gitmiş cüzdanını teslim almış.
Gerçekten de
o kaybettiği paraya çok ihtiyacı varmış. Cüzdanı bulunca çok sevinmiş
ki... Cüzdanı bulup da büroya teslim
eden o öğrencimiz için bana teşekküre geldi. Bu sağlam karakterli öğrencimizi
tebrik ediyorum."
Gerçekten de
o dönemler Tavşanlı'da ilanlarda "Bir miktar para bulunmuştur...." veya " Çanta bulunmuştur sahibinin yayın
bürosuna gelmesi rica olunur." gibi ilanlar sık duyduğumuz ilanlardı.
O cüzdan
bulan çocuk hayalimde bir kahraman olarak canlandı. Keşke ben de bulup büroya
teslim etsem diye zihnimden geçirmiştim.
Böyle bir
olay yaşanmış mıydı? yoksa müdürümüz bizi güzele yönlendirmek maksadıyla
senaryo mu yazıyordu bilmiyorum. Fakat güzel bir eğitim metoduydu.

Bu
törenlerdeki anlatılanlar ve yaşananların hayatımda hala olumlu etkileri olduğunu
düşünüyorum.
Diğer yazılarımız için: www.aliuslu.net
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder