
Bilenler bilir ama bilmeyenler için kısa bir
açıklama yapayım. Değirmenciler öğüttükleri buğdaylar karşılığında
"hak" alırlardı. bu hak dedikleri şey onun ücretiydi. Bir şinik
(yaklaşık 16 kg) buğday için bir kabak(ölçü birimi) hak alırlarmış.
Tavşanlı'nın dere boyu denilen mevkiinde de
su değirmenleri varmış. Bu değirmenlerden bir tanesinin işletmecisi kendine
göre açıkgöz! bir kimseymiş. Öğüttüğü buğdayların hakını alır bir de buğday
sahibi görmeden fazla olarak kendi çuvalına buğday aktarırmış. Mal sahibi
buğdayının başında hep bekleyecek değil ya bir ihtiyaç için vs. çıktığında bunu
yaparmış.

Onun yaptıklarını bilen samimi arkadaşı
ziyarete gelince gelen arkadaşına demiş ki:
-Arkadaş! Bir ümidim Akça köy'ün eşeklerinde
kaldı.
Bu sözü sizler büyük ihtimalle anlamadınız.
O halde açıklayayım.

Ne kadar acı bir durum değil mi? Gençliğinde
hiç ölmeyeceğini sanan, kazanırken haram-helal çizgisine dikkat etmeyen, Ahiret’e
hazırlık yapmayan kişiler bir anda ölümle burun buruna geldiklerinde nelerden
medet umuyorlar?
– Biliyor
musunuz, müflis kimdir? Oradakiler
- Bizce
müflis, parası ve malı olmayan kimsedir, dediler
Bunun
üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– Benim
ümmetimin müflisi o kimsedir ki, kıyâmet gününde namaz, oruç ve zekatla gelir,
fakat şuna sövmüş, şuna iftira etmiş, şunun malını yemiş, bunun kanını akıtmış
ve şunu dövmüş, bundan dolayı onun iyiliklerinden, anılan adamların her birine
verilir. Üzerinde olan haklar ödenmeden iyilikleri tükenirse, hak sahiplerinin
günahları o kimseye yükletilir. Sonra o kimse cehenneme atılır.
(Riyazu’s-Sâlihin, c. 1, 266, 267)(Müslim -Birr)
Rabbim, nefsimizi ve neslimizi Ahirette
kaybettirecek her türlü davranıştan muhafaza eylesin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder