İlgili bakanlığa yaklaştığında öğle mesaisinin bitmesine çok az kaldığını fark etti. Öğleden sonra daireye erken gidebilmek için yakınlardaki bir parka yöneldi.
Aheste adımlarla parka doğru yürürken, etrafı seyrediyor, gözünün takıldığı vitrinlerin önünde ürünleri inceliyordu. Maksadı mesai başlayana kadar hoşça zaman geçirmekti.
Arkadan gelen tanıdık bir sesle irkildi.
Döndüğünde, mezuniyetten sonra hiç görüşmedikleri, fakülte yıllarındaki yurt arkadaşı olduğunu gördü.
Ankara'da bürokrat olduğunu duymuştu. Fakat nerede ve hangi işle meşgul olduğunu bilmiyordu. Sarılıp hoş-beş ettiler.
Arkadaşı, dervişi yemeğe davet etti. Derviş uzun zamandan beri günde iki öğün yiyordu. Bu düzeni bozmak istemediğinden teşekkür ederek mazeretini bildirdi.
Arkadaşı, "o halde parkta bir şeyler içelim" diye ısrar etti. Beraberce parka kadar yürürlerken, yurttaki beraber kaldıkları yıllara gittiler, arkadaşlarından, yurttan, mahrumiyetlerinden bahsettiler.
Gelen garsona çay getirmesini rica ettiler.
Dervişin neler yaptığını sordu arkadaşı. Kısaca yaptıklarını özetledi derviş. Çoluk çocuğundan bahsetti.
Arkadaşının ne iş yaptığını sorduğunda çaylar yeni gelmişti.
Bakanlıkta önemli bir mevkide olduğunu öğrenince çok sevindi.
"Maşallah, sınavlara iyi hazırlanabilmişsin demek ki kardeşim. Tebrik ederim. Seni buralarda görmek beni mutlu etti" diyerek memnuniyetini izhar etti.
Arkadaşı biraz sıkılarak:
"Doğrusunu istersen sınavlara çalıştım ama başarılı olamadım. Sonra bir yolunu buldum da buraya öyle yerleştim" deyince, derviş biraz şaşırarak:
"Nasıl yani!" diyebildi.
Arkadaşı, memleketinde babasının tanıdığı hatırlı bir kişinin aracılığından ve diğer şeylerden bahsetti. Beklemediği cevabı alan dervişin iç aleminde bir sıkıntı başladı. Beyni zonkluyor ve hiç konuşmuyordu.
Arkadaşı kendi hayatıyla ilgili daha bir çok şeyden bahsetti.
Derviş, arkadaşının ne dediğini duyuyor fakat anlamıyordu. Kendine gelebildiğinde, yarım kalan çayına eli bir daha gitmedi. Garson gelip "tazeleyeyim mi abi" dediğinde teşekkür etti.
Arkadaşının başka şeyler içme teklifine de teşekkür etti derviş.
"Mesai başlamadan önce öğle namazımı kılmam lazım" diyerek müsaade istedi arkadaşından.
Yakınlardaki bir iş hanının bodrum katındaki mescide gederken içinden şöyle dua mırıldanıyordu.
"Allah'ım haksızlık yapmaktan da haksızlığa uğramaktan da sana sığınırım."
"Allah'ım! Dünya için Ahiretini riske atanlardan olmaktan sana sığınırım."
"Allah'ım! hak etmediğim şeylere talip olmaktan sana sığınırım"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder