Hiç serap gördünüz mü?
Ben serapla
ilgili bir şeyler duymuştum, fakat nasıl olduğunu bilmiyordum.
Ta ki 1988
yılında bir otobüs öğrencimin başında görevli olarak umreye gidene kadar.
Çöl
ortamında yaptığımız işte o yolculuk esnasında serapın ne olduğunu defalarca öğrencilerimle birlikte müşahede ettik.
Otobüsle
giderken ilerideki bir bölge, küçük bir göl gibi gözüküyor.
Bunu
otobüsteki herkes görüyor. Fakat otobüs oraya yaklaştığında oranın su ile
alakası olmadığını diğer yerler gibi çöl kumu olduğunu görüyorsunuz. Bu sefer, göl gibi gözüken su, biraz daha
ileride gözüküyor. Nihayet oraya vardığınızda yine bunun su olmadığını
görüyorsunuz. Bu durum aynı şekilde devam edip gidiyor.
Bu
görüntünün sebebi Güneşin ve kavurucu
sıcağın etkisi imiş.
Hayata dair
hedeflerimizin bir çoğu da bu serapa benzer. Önünüze hedefler koymuşsunuzdur.
Oraya vardığınızda mutlu olacağınızı düşünürsünüz, bununla ilgili hayaller
kurarsınız. Uğraşırsınız, çabalarsınız, hayalinizi gerçekleştirdiğinizde mutlu
olursunuz fakat kısa bir süre sonra aradığınızın onda (gerçekleştirdiğiniz
hedefte) olmadığını anlarsınız. Bu sefer başka bir hedef koyarsınız. Neticede
nereye varsanız aradığınızın o olmadığını fark edersiniz.
Bu durumumuz
çölde serap gören susuz kimseye ne kadar benziyor değil mi.
Suyu gördüğünü zannediyor seviniyor oraya varmak için gayret ediyor . Oraya vardığında aradığının
orada olmadığını fark ediyor.
Aslında dünyalık hangi şeye ulaşırsak ulaşalım kalıcı mutluluğu yakalayamayız.
Çünkü
mutluluğun gerçek kaynağını, bizleri yaratan haber veriyor.
"...
Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur." ( Ra'd : 28)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder