UNUTAMADIĞIM
HATIRALARDAN-3
"...BİR
AVCI VURDU BENİ"
Yıl 1974.
Ortaokul birinci sınıfın bittiği yaz tatili. Ağustos ayında ailemle
birlikte tarlada bizim tabirle "deste taşıma" işi yapıyoruz.
Deste
taşımak: Daha önce biçilip, taşınmak için uygun büyüklüklerde yapılan
"deste" denilen ekin yığınlarının traktör römorkuna yüklenip köydeki
harman yerine taşınması işidir.
Babam ve bir
akrabam traktöre desteleri yüklüyorlar. Ben ve ablam yerde kalan ekinleri
tırmık ve ananatla topluyoruz.
Traktör
dolunca urganla bağlayıp onlar köye dökmeye gittiler, biz de ablamla kalan
işleri tamamlayıp biraz istirahat ettik. O sırada elinde tüfek, önünde köpekle
bir avcı gözüktü. Köpek önden gidiyor, bir şeyler arıyor, avcı da peşinde, eli
tetikte gözü köpeğin hareketlerinde...
Köpek ve
avcı bize doğru geliyorlar.
Babamın
traktörle geldiğini görünce kalkıyorum. Köpek
elli adım kadar önümdeki destenin altından iki tane bıldırcın
kaldırıyor. Avcı bıldırcınlara konsantra olmuş ki bizi fark etmiyor. iki el
ateş...
Bana saçmalar geliyor... bağırıyorum. Babam
koşarak geliyor bir yandan da adama bağırıyor. Avcı bed beniz atmış korkarak
geliyor.
Üst tarafımı
soydular.Vücudumun çeşitli yerlerine dokuz saçma isabet etmiş. Yanık izleri var
fakat kan yok.
Alel acele
avcının minübüsüyle Kütahya Devlet Hastahanesine gittik.
Avcı, komşu
köyden Avrupa'da çalışan ve tatil için gelmiş bir işçi imiş. Adamın korktuğu
her halinden belli. Hastahanede çalışan bir köylüsünü buldu. Tutanaklar falan
tutuldu. Şikayetçi olup olmadığımız soruldu babama. Babam şikayetçi olmadı.
Hastanedeki kişi (avcının köylüsü) babamın da tanıdığı imiş. Belki o ikna etti
bilmiyorum.
Zaten
şikayetçi olsak adamın işi yaş. Dava sürerken yurt dışına çıkması problem
olacak. adamın izni bitecek vesaire. Davacı olmadığımızda adam rahat nefes
aldı.
(Daha sonra
köylülerinden öğrendiğimize göre adamın gözlerinde de problem varmış.)
Filmler
çekildi.Neticeler beklendi. O zamanlar filmin sonucunu bir kaç saatten önce
alamıyordunuz. Saçmaların vücudu yakıp iz bıraktığı fakat içeri girmedikleri
tesbit edildi. Bu da bizi rahatlattı. Gece saat 24 e doğru hastanedeki işimiz
bitti.
Rabbimize
hamdolsun bizi o zaman da korumuş. Kalıcı hasarlar da bırakabilirdi.
Daha sonraki
zamanlarda çevremizde avlanma yüzünden ciddi yaralanmalar oldu. Yanlışlıkla ava
beraber gittikleri arkadaşını öldürenler oldu.
Muhtemelen
bu olayın etkisiyle hiç av merakım olmadı. Avlanmak zihnimde hep olumsuzluklar
çağrıştırır.
Silahla
kendim oynarım fakat yanımda silahla oynayanlardan rahatsız olurum. Silah
atılan düğünlerden uzaklaşırım. Bir de camide özellikle cumaları belinde silah
olan polislerin arkasına durmamaya gayret ederim. Rukuya vardığımızda silahın
ucu bana doğrulduğu için rahatsız
olurum.
Hayvanlara
olan merhametimin bu olayla ilgisi var mıdır bilmiyorum.
Bir de bu olayla ilgili hatırladığım şey beni
vuran avcı o günden sonra bizi ne aradı ne de sordu.!
25/08/2020
Ali USLU TAVŞANLI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder