SÜTTEKİ BAKTERİLER VE TOPLUMDAKİ MİKROPLAR.


  Taze sütün içerisinde bir miktar bakteri ve başka mikro organizmalar bulunur. Belli bir orana kadar süt, içindeki bakterileri ve diğerlerini tolere eder. Yani süt bozulmaz.
Fakat mikroorganizmalar çoğalıp belli oranı aşınca bu sefer sütün bozulmasına sebep olurlar değil mi?
Toplumlar da böyledir. Toplumlarda, ahlaksızlar, sahtekarlar, hırsızlar, rüşvetçiler, haksız kazanç elde edenler, v.b. bulunabilir.
Bunlarla mücadele edilir çoğalmasına izin verilmezse toplumlar bunları tolere edebilirler.
Fakat, yeteri kadar mücadele edilmez ve çoğalırlarsa, sütün bozulması gibi toplumlar da hızla bozulurlar. Gücünü kaybederler ve manevi anlamda sağlıksız bir hal alırlar. 
Kurumlar, STK lar, partiler de böyledirler.

ALLAH'IN ÇARPTIĞI ADAM!

   Derviş, ziyaret için gittiği ilçede arkadaşıyla buluştular. Bir çay ocağının önüne oturup sohbet edip çay içiyorlardı.
O esnada önlerinden bastonuna dayanarak yürüyen altmış yaşlarında bir şahıs geçiyordu.
Arkadaşı dedi ki:
"Şu adam var ya, Bir zamanlar ilçenin en zenginlerindendi. Gayr-i menkulleri çok fazlaydı. İmalathaneleri vardı. Çevresinde çok kişi olan, hatırlı bir kimseydi. Şimdi eski bir evde kirada oturuyor. Onun bunun yardımlarıyla geçiniyor. Çevresinde de pek kimse kalmadı. Sağlığı da gördüğün gibi.
Bazı kimseler "Allah bunu çarptı" diyorlar. Bu söz doğru olabilir mi?"
Derviş biraz düşündü ve dedi ki:
"Sen Kuran'da anlatılan Hz. Eyyüp Peygamberin hayatına benzer bir hayattan bahsediyorsun. Sence Allah Teala Hz. Eyyüb’ü çarpmış olabilir mi?"
....
Sonra ilave etti:
Bak kardeşim! İnsanların başlarına gelen olumsuzlukların sebepleri farklı farklıdır. Mesela:
Yaptıklarının cezasını çekiyor olabilirler.
Allah Teala onların günahlarını affetmek veya derecelerini yükseltmek istemiş olabilir.
Bu onların İmtihanı olabilir.
Bizler Allah Teala'nın muradını bilemeyiz. Kendimizin veya ailemizin başına olumsuzluklar geldiğinde:
"Bu olumsuzluk, yaptığım bir hatanın sonucu mu acaba" diye düşünüp yanlışlarımız varsa düzeltmeli ve tevbe istiğfar etmeliyiz.
Başkalarının başına gelen (bize göre) olumsuz durumlarda ise:
"Allah Teala belki, onun günahlarını affetmek, derecesini yükseltmek istiyordur. Veya imtihan ediyordur." diye düşünmeliyiz.
Bu sayede kendi hatalarımızı düzelme ihtimalimiz olduğu gibi başkaları hakkında da su-i zannda bulunmamış oluruz.
Ayrıca, Allah Teala'nın bildirmediği bir konuda "Allah bunu şundan dolayı şöyle yaptı" demek haddi aşmaktır.

ÇOK DEĞERLİ VELİLER!

   ÇOK DEĞERLİ VELİLER!

   Okullar açıldı, çocuklarınızı okullara gönderiyor ve onları öğretmenlere emanet ediyorsunuz. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu onların kendilerine emanet olduğunun bilincindedirler. Onları en güzel biçimde geleceğe hazırlamak için ellerinden geleni yaparlar.

Çocuklarınızın geleceğe daha iyi hazırlanması için sizler de bazı konularda öğretmenleri anlamaya çalışınız.

Öğretmenler de toplumun birer ferdidirler. Aynen iş yerindeki arkadaşlarınız gibi içlerinde çok kuralcı olanı da vardır, kuralları esnetenleri de. Espriyi seveni de vardır, şakadan hoşlanmayanları da. Hayata hep olumsuz yönlerden bakanı da vardır, pozitif bakanları da. Dindar olanı da vardır dine mesafeli olanı da. Siyasi görüşleri de farklı farklıdır.

Aynen diğer insanlar gibi onlar da bazen hata yapabilirler.

Çocuğunuz, öğretmenle ilgili bir problemi olduğunu söylediğinde onun söylediğine göre hemen öğretmeni suçlamayınız. Önce meselenin aslını araştırınız. Gerekirse öğretmene gidip meseleyi öğrenmeye çalışınız. Önce suçlarsanız, sonra öğretmenin haklı olduğunu anlasanız bile öğretmen kırılır.

Araştırmalar sonunda çocuğunuzun hayatını etkileyecek derecede bir problemle karşılaşırsanız o zaman hakkınızı sonuna kadar arayınız.

Öğretmenler robat değildirler. Bazen mutludurlar, bazen üzgün. Bazen kendilerinin, bazen yakınlarının sıkıntıları/sorunları olabilir. Onların da aileleri vardır, sizin olduğu gibi onların da ailevi sorunları olabilir. Yani psikolojileri tek düze değildir.

Bu durum ister istemez sınıfa yansır. Bazen ufak bir harekete aşırı tepki de verebilirler.

Bu durum süreklilik göstermiyorsa en küçük bir olumsuzlukta soluğu milli eğitime şikayete giderseniz öğretmen kırılır.

Öğretmen kırılınca derslerdeki şevki de kırılır. Şevki kırılan öğretmenin enerjisi azalır. Çocuğunuzun gözünün içine bakmaz. sadece resmi olarak yapması gerekenleri yapar. Çocuğunuz sanki televizyondan öğreniyormuş gibi olur.

Halbuki çocuğun ihtiyacı öğretmenin gözünden enerji almaktır. Öğretmeni şikayet ederek bu enerjiyi tüketmeyiniz.

Çocuğunuzun sınıfı da özel seçilmiş mükemmel kişiler değildir. Belki sınavla alan okullarda seviyeler birbirine yakın olabilir fakat davranış ve huy olarak birbirinden farklıdır.

İşte bu farklılıklardan dolayı bazen arkadaşlarıyla problemler yaşayacaktır. Problemler çok büyük değilse müdahale etmeyin. Bırakın aralarında çözsünler. Böylece hayata daha iyi hazırlanmış olurlar. Çünkü okul hayatından sonra da bu toplumda yaşayacaklar; gerek iş hayatında, gerekse sosyal hayatta çok değişik insanlarla karşılaşacaklardır. Okulda problemlerle başa çıkmayı, problemleri çözmeyi öğrenen çocuğunuz ileriki hayatı için antremanlı olacaktır.

Ali USLU TAVŞANLI

 

BÜYÜK KAYALARI YERİNDEN OYNATMAK.

   Büyük kayaları yerinden oynatma imkanımız olduğu halde, istediğimiz yere koyma ihtimalimiz tam değilse, onu kımıldatmadan önce bir kez daha düşünmeliyiz.

 Çünkü:
1-Yerinden kımıldattığımız kayayı istesek de aynı yerine koyamayabilirsiniz.
2-Kaya yuvarlanıp sizin kontrolünüzden çıkabilir.
3-Kontrolden çıkan kaya kimleri ve neleri ezecek bilemezsiniz.
4-Belki de kaya parçalanıp sizin hiç istemediğiniz bir konuma düşebilir.
 Bu örneği sosyal olaylarla, değerlerimizle, kültürümüzle ve din algılarımızla da irtibatlandırabiliriz.


MANŞET!

BIÇAĞI KARNINA Bİ SAPLARSAM...

Karşılaştığım ibretlik olayları pek unutmam. Kendimce ders çıkarmaya çalışırım. Bu gün, yaşadığım ibretlik (veya öyle algıladığım) bir olayı...