DERVİŞ VE İMTİHAN


Derviş, çevresi sebebiyle, çok sıkıntı çektiği her halinden belli olan öğrencisinin şikayetlerini dinledikten sonra biraz bekledi.
Sonra öğrencisinin omuzundan tuttu ve dedi ki:
"Bak güzel kardeşim! Bu dünyada imtihan oluyoruz ve herkesin İmtihanı farklı farklıdır."

DERVİŞ VE YUSUF

   Dervişi ziyarete gelen bir öğrencisi, çevresindeki bazı kişilerin tavırlarından şikayet ediyor, kendisinin sosyal statüsünden dolayı küçümsendiğini üzülerek anlatıyordu.
Derviş, öğrencisini konuşması bitene kadar dinledi. Sözünü bitirdiğinde, hafif bir ses tonuyla, yavaş yavaş konuşmaya başladı. Konuşurken uzaklara bakıyordu. Onu görenler çok uzaklarda bir şeyler gördüğünü bile zannedebilirlerdi.
  -Bak kardeşim! Yusuf'u hatırla, Hazreti Yusuf'u.... Çevresinin O'na  karşı tavırlarını, O'na bakışlarını düşün!
Yusuf aynı Yusuf,ama çevresine göre değeri farklı farklı.
Mesela, babası Yakup (A.S)a göre Yusuf'un değeri nedir?
Adeta, "Dünya bir yana  Yusuf  bir yana." değil mi?
Anneleri ayrı olan kardeşlerine göre?
Huzursuzluğun kıskançlıklarının kaynağı, gördüklerinde nefret ettikleri,sevimsiz ,yok edilmesi gereken bir varlık.
Kervandakilere göre?
Satılıp kar getirecek bir ticaret metaı.
Onu satın alan vezire göre?
İyi bir hizmetçi adayı.

Mısırdaki tanıyanlara göre?
Vezirin kölesi.
Vezirin karısı ve diğer bazı kadınlara göre?
Yakışıklı, hoşça vakit geçirilecek partner.
Elma soyarken ellerini kesen kadınlara göre?
..........
Zindandaki görevlilere göre?
Güzel kadınlara musallat olan bir köle. En iyi ihtimalle zanlı...
Zindan arkadaşlarına göre?
İyi bir rüya yorumcusu.
Hükümdara göre?
Kendinden istifade edilecek az sayıdaki yetenekli ve güvenilir idarecilerden birisi.

Sonra yüzünü öğrencisine çevirdi ve sesini biraz yükselterek devam etti.
  - Peki Meleklere göre Yusuf'un değeri nedir?
En önemlisi Cenab-ı Hakk indinde Yusuf'un değeri nedir? 
....
Sonra devam etti:
   Selam olsun tüm salih kullara...
   Selam olsun Yusuf aleyhisselama...
   Selam olsun bütün Peygamberlere...

DERVİŞE GÖRE KALİTELİ İNSAN


Dervişe, "kaliteli insan kimdir"? Diye sordular.

Derviş biraz düşündükten sonra cevap verdi.

-Kaliteli insan, hiç bir yanlışa hatır için "hee" , hiçbir doğruya da hatır için "yoo" demeyen kimsedir.

AHLAKİ İLKELERİMİZİ ÖĞRENCİLERE NİÇİN TAM VEREMİYORUZ?

  Öğrenciler okullarımızda en az 12 yıl öğrenim gördükleri halde niçin istenilen seviyede ahlaki ilkelerimizi, manevi değerlerimizi benimsetemiyoruz?

Elbette bunun birden çok sebebi var. Ben önemli gördüklerimi aktarayım.
Mesela öğrencilerin geldiği çevreler manevi değerlerimiz konusunda aynı hassasiyete sahip olmadıkları gibi, ahlaki ilkeler konusunda da farklı görüşlere sahip olabiliyorlar.
Bir de öğrenciler sadece aile ve okuldan eğitim almıyorlar. Arkadaş çevresi ve girdikleri internet siteleri de onların bakış açıları, düşünce dünyaları ve davranışları üzerinde etkili oluyorlar.
  Ayrıca, bizim toplum olarak benimsediğimiz ahlaki ilkelerimiz var mı acaba? Varsa hangi ahlaki ilkeler?
Okullarda öğretilen ahlak ilkeleriyle çevrede gördükleri birbirini desteklemiyorsa bu çocuklara ahlaki ilkeleri benimsetebilir misiniz?
Mesela; Okullarda kumarın kötülüğünü öğrenen çocuklar milli piyangonun ve spor totonun devlet eliyle organize edildiğini gördüğünde neler düşünüyorlardır?
Okullarda saygı ve hoşgörüyü öğrenen çocuklar televizyon kanallarında toplumun değer verdiği büyüklerinin birbirlerine hakaretlerini gördüğünde neler düşünürler?
Okullarda zinanın zararlarını öğrenen çocuklar magazin programlarında ve dergilerinde bazı sanatçıların nikahsız birlikteliklerini öğrendiklerinde kafaları karışmaz mı?
Örnekleri çoğaltabiliriz.
  Tesbit ettiğim en önemli etkenlerden birisi de toplumun bir yansıması olan öğretmenlerin de ahlak anlayışları birbiriyle aynı değil. Bu sebeple her öğretmen kendi benimsediği ahlakı vermeye çalışıyor.
Yaşadığım bir olayı anlatırsam meramımı daha iyi anlatmış olurum.
Yıllar önce bir ilköğretim okulunda çalışırken, sınıf rehber öğretmeni olduğum sekizinci sınıflardan iki kız öğrencim, iki erkek arkadaşlarının kendilerini rahatsız ettiklerini, çıkma teklifinde bulunduklarını bundan rahatsız olduklarını söyleyerek şikayette bulundular. Çocukları Md.yardımcısı odasının boş olduğu bir zamanda oraya çağırdım ve nasihat ediyordum. Onlara, bulunduğumuz ilçenin çok büyük olmadığını bu gün teklifte bulunduğu kızların belkide ileride bir yakınıyla evlenebileceğini o durumda bu kızlardan utanacaklarını vs. anlatıyordum. Bir arkadaş geldi. Biraz dinledikten sonra. (muhtemelen çocukların kız yüzünden bunalıma girdiğini zannetti )ve söze girdi. Dedi ki:
"Bak oğlum ben on bir tane kızla gezdim on ikincisiyle evlendim."
Bir hocaya baktım, bir öğrencilere baktım. Öğrencilerime "çıkabilirsiniz" diyebildim.

MANŞET!

BIÇAĞI KARNINA Bİ SAPLARSAM...

Karşılaştığım ibretlik olayları pek unutmam. Kendimce ders çıkarmaya çalışırım. Bu gün, yaşadığım ibretlik (veya öyle algıladığım) bir olayı...