HAKLI OLMAK YETERLİ MİDİR?
İlişkilerimizde haklı durumda olduğumuzu düşünmek bize güç verir. Fakat haklı olmak her zaman istediğimiz neticeyi almamız için yeterli değildir. Haklı olmanın yanında akıllı olmak da gereklidir.
Örnekle açıklamaya çalışalım:
Diyelim ki siz aracınızla çevre yoluna çıkacaksınız. Işıklarda beklediniz ve size yeşil yandı. Tam hareket etmek üzereyken baktınız solunuzdan bir kamyon bastırmış geliyor, kırmızı ışıkta geçme ihtimali yüksek... Adam dalgın mı, sarhoş mu? frenleri mi patladı bilmiyorsunuz. Bilmenizin de bir önemi yok zaten.
Bu durumda ne yaparsınız?
Ya durup kamyonun geçmesini beklersiniz, ki bu durumda akıllılık etmiş canınızı ve malınızı korumuş olursunuz.
Ya da yol benim hakkım deyip bastırırsınız.
Haklısınız, yol sizin, ama bu haklılık canınıza ve malınıza zarar gelmesini önleyemeyebilir. Haklı olduğunuz halde yaralanabilir veya ölebilirsiniz.
İnsanlarla ilişkilerimiz de böyledir. Bazen haklı olduğumuz halde firene basmak gerekebilir. Yoksa kaza, kaçınılmaz olur.
Ayrıca, bizim kendimizi haklı zannetmemiz illaki haklı olduğumuzu göstermez. Belki muhatabımız da kendini haklı görüyordur.
Özellikle, evli çiftlerin bu konuya çok dikkat etmesi gerekir. Haklı olduğunu zannettiği durumlarda bile firene basmalı, kontrolü kaybetmemelidir. Biz buna SABIR diyoruz.
Aksi halde bir çok aile yuvası kazaya uğrayıp hasar görebilir, dağılabilir. Bu sebeple kavgalar olabilir, hatta cinayetle sonuçlanabilir.
Yüce Kitabımız Kuranda “MUHAKKAKİ ALLAH SABREDENLERLE BERABERDİR” (2/153) Buyuruluyor.
Haklı da olsak haksız da olsak sabırlı olmak, netice itibariyle bizi kazançlı hale getirir.
Ali USLU