DERVİŞİN GENCE NASİHATİ

    Derviş, kendisini ziyarete gelen enerji dolu, hayatı siyah ve beyaz olarak gören, her şeyi çok basit tedbirlerle düzelteceğine inanan genci uzun süre dinledi. Dinlerken biraz da kendi ilk gençlik yıllarını gördü o gençte. Sonra dedi ki:  
   Bak evlat! Dibini görmediğin bulanık suya girmeyesin. Çünkü suyun altında senin için hangi tehlikeler vardır bilmiyorsun. Timsahların avlarını bulanık suda avladıklarını aklından çıkarma.
   Güvenli az sularda yüzmek; riskli, bol sularda yüzmekten daha iyidir.
    Maceraya atılanlar hayellerindekine ulaşmak bir yana bazen hayal kuracak yerlerini bile kaybetmişlerdir.

DERVİŞ VE PROBLEM


Derviş, çevresiyle yaşadığı problemlerini anlatıp dert yanan ve kendisinin haklı olduğuna inanan arkadaşını uzun süre dinledi. Arkadaşı sözünü bitirdiğinde derin bir nefes aldı ve hafif bir ses tonuyla konuştu:
-Bak dostum! Haklı olabilirsin. Fakat senin de gördüğün gibi haklı olmak probleminin çözümünde her zaman işe yaramayabiliyor. Bunun için haklı olmanın yanında bir de akıllı olmak gerekir.
Sonra devam etti:
Dostum! Diyelim ki arabanla başka bir şehre gideceksin. Çevre yoluna vardın, kırmızı ışıkta durdun. Sana yeşil yandığında tam hareket etmek üzereyken  baktın ki bir kamyon  kırmızı ışıkta hızla geliyor. Ne yaparsın?
Arkadaşı:
- Dururum.
Derviş:
-Yol senin ama  niçin duruyorsun?
Arkadaşı:
-Adam kırmızıda geldiğine göre dalgın mı? sarhoş mu? fireni mi patladı bilemeyiz. Adam ezer geçer Allah muhafaza.
Derviş:
-Durmakta haklısın ve akıllıca bir davranışta bulunmuş olursun. Aksi taktirde haklı olarak ölmüş veya yaralanmış olursun. İşte insanlar arasındaki ilişkilerde de böyle yapmalıyız. Bazen haklı olduğumuz halde firene basabilmeliyiz.
Biraz bekledi ve devam etti:
-Bak dostum! Sosyal hayattaki haklılık yoldaki işaretler kadar kesin de değildir ha...
 Sen kendini haklı olarak görürken, belki muhatabın da kendisini haklı görüyordur?
 

KALEM KILIÇTAN KESKİNDİR


"Kalem kılıçtan keskindir" demiş atalarımız ilmin önemini anlatmak için.
Bugün ise maalesef kalemini kılıç gibi , ok ve mızrak gibi kullananlar var. Bunları gördükçe şöyle düşünüyorum.
"Kalem (klavye) kılıçtan keskindir. Hatta Kurşundan daha etkilidir."
Yazılan bazı sözler insanları birbirine düşman yapabiliyor maalesef. Ve şeytanların istediği tam da bu. (İsra/53)

DERVİŞE GÖRE MAKAM-MEVKİ


   Bayramın üçüncü günüydü. Kapı zili çaldığında kapıyı derviş açtı. Eski üç öğrencisini karşısında görmesi onun için sürpriz olmuştu. Gençler dervişin ellerine sarıldılar. Derviş ellerini öptürmemek için uğraşsa da başarılı olamadı. Çok memnun olduğunu belirterek içeri buyur etti. Gelen kişiler ülkenin değişik yerlerinde bürokrat olan gençlerdi. Bayram dolayısıyla ilçeye gelmişler buluşmuşlar bu arada öğrenciliğinde kendisinden istifade ettikleri dervişi de unutmamışlardı.
  Hal hatır faslından sonra çaylarını içerlerken derviş, öğrencilerinin iş durumlarını sordu. Cevaplar bittiğinde şunları söyledi.:
Gençler! Öteden beri makam-mevki, ve çeşitli kademelerdeki görevler hakkında hep şöyle düşünmüşümdür:
Bunlar kişinin giysilerine benzerler. Giysiler eskiyebilir, değişebilir. Kimileri daha pahalı giysiler giyerken kimileri daha ucuzuna güç yetirebilirler, veya gücü yetse bile tercihini bu yönde kullanırlar. Kimisine giydiği yakışır, kimine pek yakışmaz.
İnsanın kişiliği ise bedeni gibidir. Kişiliğini oluşturan şeyler ise organları gibidir. Bunlar kolay kolay değişmez. Ve esas kıymetli olan da budur.
Bulunduğunuz mevkilerin birer emanet olduğunu unutmayın. Orada bulunuş gayenizi de unutmayın.
Bir gün o makam ve mevkileri bırakacaksınız. Hesap günü izahını yapamayacağınız şeylere imza atmayınız. En önemlisi de, imtihanınızın büyük bölümünün makam ve mevkinizdeki kararlarınız ve tavırlarınızla alakalı olduğunu da hatırınızdan çıkarmayınız...
Gençler müsaade isteyip çıkarlarken hepsinin zihninde dervişin nasihatleri vardı. 
İçlerinden biri dedi ki: 
-Dervişin nasihati gibi nasihatlere ne çok ihtiyacım varmış meğer...
Arkadaşları, kendilerinin de aynı şeyi düşündüklerini ima edercesine başlarıyla arkadaşlarını tasdik ettiler.

MANŞET!

BIÇAĞI KARNINA Bİ SAPLARSAM...

Karşılaştığım ibretlik olayları pek unutmam. Kendimce ders çıkarmaya çalışırım. Bu gün, yaşadığım ibretlik (veya öyle algıladığım) bir olayı...